Duygular Ve Etkileri

Duyguları Tanıma: Duygular Listesi
Aşağıdaki duygu listesi ne hissedildiğinin anlaşılması konusunda yardımcı olabilmektedir. Herhangi bir zamanda bazı duyguların oluştuğuna dair bir his oluştuğunda fakat ne olduğu konusunda emin olunmadığında bu liste kullanılabilir. Listedeki duygular sırayla okunduğunda belirli bir sözcükte duruluyorsa içsel yaşantıyla eşleşip eşleşmediği kontrol edilmelidir.

Olumlu Duygular
Affedici, anlayışlı, arzulanan, aşık, becerikli, canlı, cesaretli, cesur, cömert, değerli, destekleyici, dostça, eğlendirici, emin, emniyetli, ferahlatıcı, genç, gevşemiş, gururlu, güvenilir, güzel, harika, hevesli, heyecan verici, heyecanlı, hoşnut, huzurlu, iyi, kabullenici, kendine güvenen, komik, kuvvetli, memnun, meraklı, minnettarlık, mutluluk, neşe, rahatlık, sadık, sakinleştirici, saygı değer, seksi, sempatik, sevgi dolu, sevgiye layık, sıcak kanlı, şakacı, şefkatli, tutkulu, umutlu, yetenekli, yumuşak, zahmete değer , zevk verici …….

Olumsuz Duygular
Akılsız, aklı karışık, aptal, bağlı, bastırılmış, beceriksiz, berbat, boşa çıkaran, çabuk bozulan, çekici olmayan, çekingen, çılgın, çok kızgın, dalgın, dehşete düşmüş, düşmanca, emniyetsiz, endişeli, faydasız, geri çevrilmiş, görmezlikten gelinen, güvenilmez, harap olmuş, hassas, huzursuz, inatçı, izole, kararsız, kaygılı, kızdırılmış, kızgın, korkmuş, korunmasız, kötümser, kurban edilmiş, küçük düşürülmüş, küçümseyici, muhtaç, nefret dolu, öfkeli, önyargılı, paniğe kapılmış, pişman, rahatsız edici, sabırsız, sahte, sıkılgan, sıkıntılı, sinirli, suçlu, şüpheli, tahrik edilmiş, tehdit edilen, tiksindirici, tuzağa düşürülmüş, umutsuz, utandırılmış, uygunsuz, üzgün, üzüntülü, vazgeçilmiş, yalnız, yaralı, yardıma muhtaç, yaşlı, yavan, yenilmiş, yetersiz, yıpranmış, yorgun……………

Duyguları İfade Etmek
Ne hissedildiği tanımlama yeteneği kazanıldıktan sonra bunları ifade etmek çok önemlidir. Duyguları ifade etmek ya da dışarı vurmak üç şekilde olabilmektedir: 1) Başka biriyle paylaşmak, 2) Yazarak boşaltmak, 3) Fiziksel olarak boşaltmak (bir yastığa sarılarak ağlamak gibi). Duyguları boşaltmak demek hissedilen duygulardan ötürü sorumlu tutulan kişiye boşalmak ya da onu suçlamak değildir. O kişinin söyledikleri ya da yaptıklarından dolayı ne hissedildiğini bilmesi demektir.

Duygular bedende bir enerji değişimi yaratırlar ve fiziksel gevşeme ya da başka bir yöntemle boşatılmaya gereksinim duyarlar. Bu duygular bedenden boşaltılmadığında gerginlik, kaygı vb. gibi daha önce söz edilen belirtilere sebep olmaktadırlar. Fiziksel sağlık bireyin genel iyilik haline bağlı olduğu kadar duyguların belirdiği anda uygun zaman ve biçimde ifade edilmesine de bağlıdır. Aşağıda duyguları ifade etmenin bazı yolları bulunmaktadır.

Konuşarak İfade Etmek
Duyguları ifade etmenin muhtemelen en iyi yolu onları destekleyici bir arkadaş, eş ya da danışmanla paylaşmaktır. Paylaşmanın anlamı sadece duygular hakkında konuşmak değil gerçekten onları dışa vurmaktır. Duyguların paylaşıldığı kişinin güvenirliğinin yüksek olması, duyguların rahatça paylaşılması açısından önemlidir. Ayrıca iyi bir dinleyici olması başka bir ifadeyle paylaşılan konularda ne yapılması gerektiği konusunda önerilerde bulunmaması gerektiğini bilen biri olmalıdır. Paylaşma yeteneğinin gelişmesi, dinleyen kişinin “sadece dinleme” (bu dinleme tipine aktif dinleme denir ve dinleyen nadiren söylenilenleri özetler ya da doğru anlayıp anlamadığı sorar) becerisine göre de belirlenmektedir.

Yazarak İfade Etmek
Eğer duygular çok yoğun ve etrafta paylaşabilecek uygun biri yoksa bir kağıt kalem alınıp ne hissedildiği yazarak da ifade edilebilmektedir. Belki bir duygu günlüğü de tutulabilir ve duyguların yoğunlaştığı zamanlarda an be an duygular yazılabilir. Haftalar ya da aylar sonra bu günlüğü okumak yaşamdaki değerler, düşünce kalıpları vb. açısından çok öğretici olabilmektedir. Duygu günlüğü tutulmasa da duyguları yazmak onları paylaşacak uygun birini buluncaya kadar kişiyi rahatlatacaktır.

Karşıdaki Kişiyle Duyguları Paylaşarak İletişim Kurmak
Duyguları paylaşarak iletişim kurmanın anlamı karşıdaki kişinin yaptığı ya da söylediği bir şeyden dolayı ne hissettiğinizi bilmesini sağlamaktır. Duygularla bu şekilde başa çıkmaya çalışmak başka birine anlatma ya da yazarak boşaltmaya göre daha risklidir.

İlgili kişinin neler hissettirdiği ona ifade edilmezse, ifade edilene kadar tamamlanmamış bir duygu olarak kalacaktır. Örneğin uzun zamandan beri birinden korkuluyor ya da öfke duyuluyorsa bu duygular açıklanana kadar herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Duygular bir kez açıklandıktan sonra sessizce yaşanması ya da sır olarak kalmasına gerek kalmayacaktır. Duygular ulaşılması mümkün olmayan (iletişimin koptuğu eski bir arkadaş vb.) ya da ölmüş biriyle ilgiliyse mektup yazarak da duygular boşaltılabilmektedir.
Duyguları paylaşırken dikkat edilmesi gereken iki kural vardır:

1. Karşıdaki kişinin ifade edilmemiş duyguları dinlemeye istekli olması.
2. Karşıdaki kişi suçlamak ya da sorumlu tutmaktan kaçınmak.

Birinci kural, özel duyguların saygıyı hak etmesi nedeniyle önemlidir. Eğer karşıdaki kişi gerçekten bunları duymaya istekli değilse büyük bir olasılıkla saygı duymayacak ya da yanlış anlayacaktır. Hatta anlatılan kişiyle ilgili kızgınlık, korku, üzüntü duygularının artmasına neden olabilmektedir. İlgili kişiye duygular anlatılmaya hazır olunduğunda, dinlemeye istekli olup olmadığı sorulmalıdır. Örneğin “ Eğer sen de uygunsan ve dinlemek istersen seninle önemli şeyler konuşmak istiyorum”. Eğer karşıdaki kişi anlatmaya başlandığında sözü keserse şöyle denilebilir: “ Lütfen ben sözlerimi bitirene kadar bekler misin?” Karşıdaki kişinin gerçekten dinlemesi, dikkatini tamamen konuşmaya yöneltmesi, sözleri kesmemesi, yargılamadan kaçınması, öneri ve taleplerde bulunmaması gereklidir. Sadece dikkatlice ve sessizce dinlemelidir. Eğer bir yorum yapacaksa konuşmanın bitmesini beklemelidir. Eğer araya girip konuşmak isterse de bu ya anladıklarını özetlemek için ya da duyduklarını doğrulatmak içindir. Bu özellikleri gösteren iletişime “aktif dinleme” denilmektedir.
İkinci kural da önemlidir çünkü konuşmaları dikkatle dinleyen kişiye saygı duymak ve hissedilen duyguların sorumluğunu onun üstüne atarak suçlamamak gerekmektedir. Bunu gerçekleştirebilmek için üç yöntem bulunmaktadır.

• Durum. Karşıdaki kişiye duygulardan söz edilmeye başlandığında cümleye şu şekillerde başlamak “Ben ……hissettim”, “ Ben ……. hissediyorum”. Bu tarz ifadeler sorumluluğu karşıdaki kişiye yüklemek yerine duyguların sorumluluğunun alındığı göstermektedir. “Sen benim kendimi ….. hissetmeme neden oldun”, “ Senin yüzünden ….. hissettim” gibi ifadeler duyguların sorumluluğunun alınmadığını gösterir ve karşıdaki kişinin savunmaya geçmesine neden olmaktadır.

• Kişisel saldırılarda bulunmak yerine yapılan davranışa odaklanmak. Hangi duygular var? Duyguları ifade etmeye başlamadan önce hangi duygu ya da duyguların bulunduğunun farkına varılmalıdır. Daha sonra belirgin davranışlar belirtilmelidir. “Söylediğin saatte beni aramadığın için panik atak geçirdim “ değil “Söylediğin saatte aramadığın için ben kızgınım” biçiminde ifade edilmelidir. Doğru ya da yanlış duygu olmamasına karşın duyguların doğru ya da yanlış biçimde ifadesi olduğu unutulmamalıdır.

• Yargılamamak. Karşıdaki kişinin yaptığı ya da söylediği şey hakkında hissedilen duygular paylaşılırken yargılamada bulunulmamalıdır. Duygulara yol açan neden yapılan ya da yapılmayan davranışlardır kişinin kendisi değildir.

Çeşitleri
Acıma · Aidiyet · Aldırmazlık · Anksiyete · Annelik · Arzu · Aşağılama · Aşk · Azap · Beklenti · Bıkkınlık · Boşluk · Böbürlenme · Coşkunluk · Dehşet · Dikkat · Dinginlik · Duyarsızlık · Düşmanlık · Empati kurmak · Fanatiklik · Ferahlama · Gıpta · Gurur · Gücenme · Halinden memnunluk · Hayal kırıklığı · Hayret · Heves · Hışım · Histeri · Hoşnutluk · Hoşnutsuzluk · Huzur · Istırap · İçerleme · İçine doğma · İlgi duyma · İlham · Kabullenme · Kafa karışıklığı · Fobi · Kınama ·Kızgınlık ·Mahcubiyet · Merak ·Merhamet · Minnet · Mutluluk · Nezaket · Özlem · Pişmanlık · Rahatlık · Rahatsızlık · Sabır · Sahiplenme · Sempati · Sevinç · Sıkıntı · Suçluluk · Sükûnet · Şaşkınlık · Şehvet · Şefkat · Şiddet · Umut · Umutsuzluk · Utanç · Utangaçlık · Üzüntü · Vahşet · Yalnızlık

Duygulanım
Korku · Öfori · Panik · Vecd

Ruh hali
Başkasının zararına sevinme · Can sıkıntısı · Gipotimi · Hipertimi · İğrenme · Kafaya takma · Kendine acıma · Nefret · Kıskançlık · Şüphe

Psikolojik
Küçümseme · Melankoli · Vicdan azabı ·

Bu yazıyı paylaşmak ister misin?