Kırklar Birdir, Bir Kırkdır…

“Girmek istersen erkâna
Kendi özünü çek dara
Böyle ermiş hep erenler
Gerçeği kendinde ara”

Gerçeği bulmak için YOL’a düşenlerin izleri bugünlere kadar kaybolmadan gelmiştir. Yunus Emre’nin uğruna yollara düştüğü ve diyar diyar dolaştığı aşk aslında kendini aramaktır. Özünü bulmak ve hakka ulaşmak için özünden başlamalı insan gerçeği aramaya. Özünü arındırmayan gözünüde arındıramaz, özünü arındırmak ise kırk aşamalı bir YOL’dan geçer.

Bir çok yerde karşımıza çıkan inanışına göre babanın spermi rahme ulaştıktan sonra 40 gün mayada kalır. 41. gün vücut hâsıl olur. ”Yani anne rahmindeki mayalanma 40 gün sürer. 41 günün sonunda insanin ilk sekli oluşur ve cinsiyeti belli olur. İnsanin oluşumu 40. günden sonra, 41. günde gerçekleşir anne rahminde bebeğin ilk nüvesi tamamlanmıştır artık. O yüzdendir ki kırkdan sonra 41 olmaz 1 olur ve o 1 can olur. Yani kırkımız biriz inancı ortaya çıkar. Bu da Alevi inancında çok önemli bir yer işgal eden ” Kırklar Cem’i – Meclisi” inancının temelini oluşturur.


———————————–
Birçok Alevi söyleminde kullanılan üçler, beşler, yediler, kırklar birbirlerinin talibidir. Üçlerin, beşlerin, yedilerin toplamı kırktır aslında. Ana baba ana babasının, ana baba çocuğunun, çocuk ana babasının talibidir.

Geçmişte Alevi inancı kendini yetiştirmiş bireylere belirli bir hiyararşik düzen içerisinde aktarılırdı. Alevi inancının sırları bu sırları bilmeye hazır olanlara ve taşımaya ehil olanlara donanımları oranında aktarılır, Alevi – Bektaşi inancı her isteyene açılmaz, sır perdeleri ancak çaba sarfeden, merak duyan istek gösterenlere açılırdı.

Hak’tan gelen evlat evladına taliptir. Hak vücuda, vücut Hak’a taliptir. Aleviler bu yüzden birbirlerinin kalplerine taparlar. Bu sırra herkes eremez… Kırklar birdir, bir kırktır. Kırklar bir yola gider. Kırklar bire, bir kırklara taliptir. Kırklar kırktır, kırk bir değildir. Bir ise birdir, iki değildir. İki ise birdir. Bir sudur, su ise sırdır.”

4 kapının üçüncüsü olan marifet kapısından geçen ve sırlara vakıf olanlara il oğlu denir. Bu kapının elementi ise sudur.

Bu pencereden baktığımızda aslında kırkların bir olduğunu görebiliyoruz.

Alevi inancında Kırklar Cem’i büyük yer kaplar ve YOL’un ilerlemesinde bugünlere kadar gelmesinde etkili bir rolü vardır.

“Dostumuzla beraber yaralanır kanarız
Her nefeste aşk ile yaradanı anarız
Erenler meydanına vahdet ile gir de gör
Kırk budaklı şamdanda kırkımız bir yanarız”

40 sayısı Alevi toplumu dışında da bir çok semavi dinde önemli bir yer kaplar. 4 kapı 40 makam bunlardan en önemlisi olup insan-ı kamil olmak için en büyük yol göstericidir. Bu kapıların tamamından geçenlere “alemlerin oğlu” denir.

Kısaca 4 kapı 40 makam şöyledir ;

1) Şeriat kapısı, (toplum yasalarının öğrenimi) toplum yasalarına uymak, kendisini kötülüklerden arıtmak, eğitilerek insanlığa ve yaşadığı topluma faydalı bir insan olmasını sağlamaktır. Dört ana maddeden havadır ve bu kapıda kişi El oğludur.

2) Tarikat Kapısı, (yol kurallarının öğrenimi) insanın kendi isteği ile ikrar verip yola girmesi, yolda hizmetli olması, benlikten bizliğe geçmesi, elinden gelebilen iyilikleri hiç kimseden esirgememesidir. Dört ana maddeden Ateştir ve bu kapıda kişi yol oğludur.

3) Marifet Kapısı, (öğrenimin bitimi, beceri elde etme ) bilimde en yüksek düzeye ulaşmak, yolun sırlara erişmek. Kendisine bir müsahip seçmekdir. Dört ana maddeden sudur ve bu kapıdaki kişi il oğludur.

4) Sırrı Hakikat Kapısı, (gerçeğin öğrenilmesi,Tanrı ile bir olma) Tanrıyı özünde bulmak, Hakk’ı görmek, ölmeden ölüp En el Hakk deyip gerçeğin içinde erimektir. Dört ana maddeden Toprakdır ve bu kapıdaki kişi tüm alemin oğludur.
Dört Kapı ve bu kapılarında onar makamını basamak basamak öğrenerek, insanı ailesine, toplumuna ve tüm dünya insanlığa yararlı kamil insan durumuna yükseltmektedir amaç ve bu makamları tamamlayıp sırrı hakikate eren her can aslında kırkın bir olduğunu anlayıp gerçek dünyaya gözlerini açmış olur.

İşte o yüzdendir ki Kırklar Cem’i birlik olmayı ve insan haktır, hak insandır inancını temsil eder çünkü tüm bu kapılardan geçen insan-ı kamil tüm benliğini dünyevi işlerden arındırmış ve gönlünü hakka teslim etmiş olur…
Özünüzü bulup doğru bildiğiz YOL’dan ayrılmamanız dileğiyle…

Bu yazıyı paylaşmak ister misin?