Zeus ve Howard Hughes

Mitoloji, insanların varoluşu açıklama ve insanın varoluş içindeki yerini ve amacını anlayabilme güdüsünden dolayı yaşadığı iç çatışmalar sonucu yaptığı çıkarımlar ve bu çıkarımların aktarılabilmesini sağlayan söylencelerdir.
İnsanların, varoluşu ve onun bir parçası olan insanı yani kendilerini bilme ve anlama güdüsü, zaman içinde -bu amaçla kullanılan disiplinler ve araçlar değişse de- günümüzde de aynı iştahla varlığını sürdürmektedir.
Ben de bu yazıda, mitolojik bir karakteri, çağdaş bir karakterle ilişkilendireceğim. Bu amaç doğrultusunda –başlıktan da anlaşıldığı üzere– Zeus ve Howard Hughes karakterlerini ele almayı uygun buldum.
Zeus, hemen hemen herkesin hakkında az çok bilgi sahibi olduğu bir isim; Howard Huges ise toplumun tamamının tanımadığı ancak yaşadığımız yakın döneme damgasını vurmuş ünlü ve ilginç bir kişidir. Bu iki karakter ve hikayeleri, birbirlerine bire bir benzemese de birçok ortak yönleri olduğunu söylemek mümkündür. Buradan hareketle ilkin Zeus, ardından da Howard Huges hakkında benzer yönlerine ağırlık verecek şekilde bilgiler vermeyi ve son olarak bu iki karakter arasındaki benzerlikleri netleştirmeyi uygun görüyorum.
Zeus, göklerin hakimi! Kronos’un ve eşi Rhea’nın en küçük çocuğu ve oğludur. Yunan mitolojisindeki en güçlü ve önemli tanrıdır. Göklerin, şimşeklerin ve gök gürültülerinin tanrısıdır. Çoğu zaman elinde bir şimşek ile resmedilmiştir.
Başlıca sıfatları ise şöyledir: Nephetegereta: Bulutları devşiren; Homeros destanlarında Zeus’un adına en çok eklenen kalıp sıfattır. Hypsibremetes: Göklerde gürleyen. Asteropetes: Şimşek savuran. Erigdoupos: Uzaklarda gürleyen, uzaklardan gürleyen, asıl anlamı, gök gürültüsü, uzaktan duyulan, yankılanan. (Erhat, 1996: 295)


Zeus’un, tanrıların kralı olma serüveni ise şöyle anlatılır: Toprak Ana (Gaia) Kiklopları ve Hekatonkheir’leri doğurduğu halde, Uranüs hepsini çıkar çıkmaz Gaia’nın karnına geri tıkmakta ve böylece onu inletmektedir. Gaia bir düzen kurar ve o düzeni oğlu kurnaz Kronos’un eliyle gerçekleştirir. Uranüs’ün devrilmesiyle hakimiyet Kronos’a geçer. Tahta geçer geçmez yaptığı ilk iş, Hekatonkheirleri ve Kiklopları hapsedildikleri Tartaros’tan kurtarmak olur. Ama o da başa çıkamadığı devleri tekrar cehenneme kapar. Kronos da kardeşi Rhea ile evlenir. Ve sırasıyla Hestia, Demeter, Hera adlı üç kızla Hades, Poseidon ve Zeus adlı üç oğlu olur. Ancak Uranüs’e yaptıklarından ötürü aynı karşılığı çocuklarından göreceğinden korkarak doğduklarından sonra çocuklarını yer. Bundan sadece Gaia’nın öğütleri ile Rhea’nın düzeni sayesinde Zeus kurtulur.
Rhea, Zeus’u yanına alarak Girit Adası’nda İda Dağı’nın tepesine çıkar. Orada Gaia çocuğu alır ve onu bir mağaranın dibine saklar. Olgunluk çağına gelince Zeus, saklandığı mağaradan çıkar. Ve savaşa hazırlanır. İlk iş olarak yer altı ülkesine gider ve Kronos’un hapsettiği Kiklopları ve elli başlı, yüz kollu Hekatonkheirleri serbest bırakır. Kikloplar ise buna karşılık yıldırımlarını hediye eder. Savaş, Kiklopların hekatonkheirlerle birlikte devasa büyüklükteki kayaları gökyüzündeki titanlara savurmasıyla başlar. Her bir hekatonkheir, yüz koluyla aynı anda yüz taş atabildiğinden aynı anda çok büyük miktardaki iri kayayı titanlara atarak onları geri püskürtürler. Bu esnada Zeus da şimşekleri ile Titanlara saldırır. Sonra da Kronos ve titanları gökten kovup dünyanın dibine, yerin ve denizin alt tabakasının daha da altına, Tartarus’a atar ve babası Kronos’un tahtını kazanır.
Zeus’un en bilinen özelliklerinden biri ise çapkın oluşudur. Tanrı Zeus, Yunan Tanrıları arasında en çapkın Tanrı’dır. Öyle ki çapkınlığı tanrıçaları, kadınları, nemfleri, titanları bile kapsamaktadır. Yaptığı kandırmacalar ile herkesi elde edebilmektedir. Kız kardeşleri Hera ve Demeter’in yanı sıra kendi kızı Persephone’ye bile aşık olmuş hatta ondan Zagreus isminde bir oğlu olmuştur. İstediği her şeyin şekline girebilen Zeus’un Leda için kuğu, Antiope için satir, Aegina için ateş, Danae için altın yağmuru, Alkmene için kocasının kılığına, Hera için guguk kuşu, Callisto için Bakire Tanrıça Artemis’in kılığına, Mnemosyne için yakışıklı bir çoban, İo için bulut, demeter için yılan, Europa için boğa oluşu kudretine en iyi örnektir. Ölümlü ölümsüz herkese aşık olabilen tanrıların tanrısı Zeus çapkınlığı yüzünden eşi Hera tarafından sürekli takip ettirilmektedir.


Gelelim Howard Hughes’a.
Howard Hughes, göklerin hakimi! ABD’li iş adamı, havacı, film yönetmeni, film yapımcısıydı ve dünyanın en varlıklı insanlarından biriydi.
Babasının asıl serveti, petrol çıkarmada kullanılan ve kendi buluşu olan bir sondaj aletinin patenti olan Hughes, 19 yaşındayken babasından miras kalan inanılmaz bir servetin sahibi oldu ve bu servete konup “Hughes Tool” şirketinin başına geçmek için, yasaların saptadığı 21 yaş sınırını beklemedi. Dava açtı ve şirketlerin başına geçti. Artık tüm gelecek onundu. Birkaç yılda önemli kazanç sağlayıp 1930’da sinema, 1931’de içki sanayiine girdi. Daha sonra havacılığa yöneldi.
Ardından, iki büyük merakını birleştiren çılgın bir projeye daldı. Savaşta iki pilot arkadaşın serüvenlerini anlatan “Hell’s Angels- Cehennem Melekleri” adlı savaş ve pilot filmi. Bu filmin olabildiğince gerçekçi olmasını, hiçbir sinema hilesi içermemesini istiyordu. Öyle ki, filmdeki uçak sahnelerinin etkileyici olması için gökyüzünün bulutlu olması gerekiyordu ve bunu en iyi şekilde tespit edebilmek için bir meteoroloji uzmanını işe aldı. Sonunda da istediğini elde etti ve bu film, perdedeki en unutulmaz hava savaşı ve uçuş cambazlığı içeren filmlerden biri olarak sinema tarihlerine geçti.
1938’de kendi düşüncesine göre hazırlanmış bir uçakla rekor sayılacak bir sürede (3 gün, 19 saat) dünyanın çevresini dolaştı. TWA Havacılık Şirketi’nin hisse senetlerinin dörtte üçünü ele geçirerek bu alanda söz sahibi oldu.
II. Dünya Savaşı sırasında top ve askeri uçak yaptı. Kendi zamanında dünyanın en büyük uçağı olan H-4 Hercules’i yaptı ve bir kez de olsa uçurdu. Tüm bu çabalar sırasında çeşitli kazalar geçirdi, bizzat kullandığı uçaklar düştü, ölümlerden döndü. Ama hep hayatta ve ayakta kalmayı başardı. 1950 yılında Howard Hughes dünyanın en zengin insanı oldu. Servetinin, günümüz parasıyla 12,8 Milyar Dolar olduğu anlaşıldı.
Yaşamı boyunca film yapımcısı, yönetmen, pilot, politikacı gibi pek çok unvana sahip bulunan Hughes, tüm dünyayı dolaştı. Dönemin ünlü yıldızlarıyla başlayan ve tüm basına malzeme olan ilişkileri: Jean Harlow, Bette Davis, Ginger Rogers. Ve de üç yıl boyunca fırtınalı bir ilişki sürdürdüğü büyük aşkı Katharine Hepburn. Kendisi her zaman yeni aşklar peşindeydi. Rita Hayworth, Lana Turner, kendi keşfi olan Faith Domergue, derken güzeller güzeli Ava Gardner. Son büyük aşkı, esmer güzeli Jean Peters oldu ve onunla evlendi. Bu evlilik 1957’den 1971’e dek sürdü. Annesinden müthiş bir titizlik ve “mikrop korkusu”nu miras almış olan Howard Hughes, obsesif kompulsif bozukluğu nedeniyle çevresindekiler ile sürekli sorunlar yaşadı. 1958’de son kez basının karşısına çıktı, sonra tümüyle evine kapandı ve bir daha ortalarda gözükmedi. 1976 yılında, uzun hastalık dönemlerinden sonra 71 yaşında öldü. Hayatını gökyüzüne adamış bu adamın ölümü de Meksika’nın Acapulco kentinden Amerika’ya uçarken gerçekleşti.
Bu iki karakterin hikayelerine baktığımızda:
Zeus doğduktan sonra, babası Kronos’un onu yutmaması için annesinin aracılığı ile bir mağara da saklanmış, tüm tehlikelerden uzak tutmak adına adeta karantinaya alınmıştır. Huges da temizlik takıntılı annesi tarafından, aşırı korumacı ve titiz bir şekilde, adeta karantinaya alınmış biri gibi yetiştirilmiştir.
Zeus, babası Kronos’ un hükümdarlığını, gücünü ve zenginliğini devralmıştır. Ve bunu, yerin derinliklerindeki Tartoros’ta hapsedilmiş olan Hekatonkheirleri ve Kiklopları yeryüzüne çıkarmasıyla elde etmiştir. Howard Hughes da babasının mirasını devralmıştır ve bu miras yerin derinliklerindeki petrolü çıkarmada kullanılan ve babasının buluşu olan bir sondaj aletinin patentidir.
Zeus’un lakabı da Howard Hughes’un lakabı da ‘Göklerin Hakimi’ dir. Zeus’un sıfatlarından biri olan ‘Nephetegereta’, bulutları devşiren anlamına gelmektedir ve Homeros destanlarında Zeus’un adına en çok eklenen kalıp sıfattır. Devşirmek: bir araya getirmek, derlemek, toplamak anlamına gelen bir kelimedir. Hughes da Cehennem Melekleri filmi için, bulutların bir araya geldiği bir anı elde etme adına çaba sarf etmiş, bir meteoroloji uzmanı görevlendirmiş ve istediğini elde etmiştir. Bir anlamda, o da bulutları devşirmeyi başarmıştır.

Bu iki karakter arasındaki bir diğer benzerlik ise çapkınlıklarıdır. Zeus, birbirinden güzel çok sayıda tanrıçayla birlikte olmuştur. Aynı şekilde Hughes da, güzellikleri ve şöhretleri nedeniyle günümüz dünyasının erişilmezleri yani bir anlamda tanrıçaları olan pek çok kadın aktristle birliktelik yaşamıştır.
Zeus dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri, Miken kralının kızı Alkmene’den olan yarı tanrı oğlu Herakles yani Hercules’tir. Hughes’un Hercules adında bir oğlu olmasa da uğruna harcanacak emek ve para nedeniyle adeta bir oğul yerine geçebilecek H-4 Hercules uçağı vardır. Bu uçak, o zamana dek yapılmış en büyük ve en güçlü uçaktır. Dünyanın en güçlü insanı olan Hercules’in ismi de ona, bu nedenle verilmiştir.
Gördüğümüz üzere, üzerinden binlerce yıl geçmiş olsa da varoluşu ve onun bir parçası olan insanı anlamak adına, yine varoluşun ve insanın bir parçası olan ve bizzat onlar tarafından beslenen kollektif bilinç dışının bir çıktısı olan mitoloji, bizlere, doğaldır ki hala büyük ipuçları verebilmektedir. İçerdiği hikayeler ve karakterler, halen, çağımızdaki hikayeler ve karakterlerle paralellikler gösterebilmekte, anlam dünyamızı zenginleştirmekte ve ufkumuzu genişletmektedir. Hiç şüphe yok ki insanlık var oldukça da bizler için bu işlevini sürdürmeye devam edecektir.

KAYNAKÇALAR
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kronos
https://tr.wikipedia.org/wiki/Zeus
https://tr.wikipedia.org/wiki/Howard_Hughes
http://arsiv.sabah.com.tr/2005/02/26/cpsabah/gnc105-20050220-102.html
Erhat, Azra, Mitoloji Sözlüğü, Altıncı Basım, Remzi Kitabevi Yayın, İstanbul, 1996

Bu yazıyı paylaşmak ister misin?