Ben Cibuti’ye gitmek istiyorum

Cibuti benim işime gelmeyen konularda kaçmak için uygun bulduğum bir ülke olmuştur hep. Ben Cibuti’ye gidiyorum zaten, uzun bir süre de dönmeyeceğim diyerek ortama kahkaha hediye ettiğim bu ülkeyi biraz araştırdım. Neymiş bu Cibuti dedim.

Doğu Afrika’nın en minik ülkesi imiş Cibuti. Nüfusunun üçte ikisi de bu küçük ülkenin başkentinde yaşıyor. Cibuti’de su problemi ve tarıma elverişli olmayan araziler, yabancı yatırıma olan ihtiyacı arttıran önemli unsurlar arasında.

Eski ismiyle “Fransız Somaliland”ı 1977 yılından bu yana bağımsız bir cumhuriyet.

Cibuti topraklarında, yaklaşık bin yıl önce Arap yarımadasından göçen Müslüman Somalili ve Afarlar yaşıyor. Anayasaya göre bu iki büyük kabileden Somalilileri devlet başkanı, Afarları ise başbakan temsil ediyor. Nüfusun yüzde 6’sını ise yabancı askerler ve diplomatlar oluşturuyor.

Başkentin en hareketli bölgesi, doldurularak sonradan oluşturulan pazar yeri. Ülke genelinde şehircilik planlamasının tarihi henüz yeni. Halkın çoğunluğu barakalarda ve kendi yaptıkları evlerde yaşarken, diğer bir yandan yeni yatırımlar sayesinde yükselen modern binalar da mevcut.

Su sıkıntısı, tarım alanlarının darlığı ve çölleşme ülkenin en büyük problemleri arasında…

Cibuti topraklarının yalnızca yüzde 1’i tarıma elverişli, yüzde 10’u ise otlak. Ülkenin geri kalanı çöl ve kayalıklardan oluşuyor.

Ülke genelinde çok fazla Türk yaşamasa da, yüzde % 94’ü Müslüman olan halkın Türkiye’ye sempatisi büyük. Ammaaannn ne güzel…

Ben Cibuti’ye gidiyorum. Zira ülke hakkındaki bu bilgileri de öğrendikten sonra artık hiçbiriniz gelmezsiniz…

Bu yazıyı paylaşmak ister misin?